top of page

Suistimal

Zamanında kurban rolünü oynamayı çok sevdim.

Hala da arada oynarım.

Alışkanlıklardan kolay kolay vazgeçmeme huyum var... :)

Artık "zavallı ben" e girince en azından bir süre sonra da olsa farkedebiliyorum oynadığım o keyifli rolü.

Kurbanı oynadığım ve kendimi suistimal ettirdiğim ilişkilerimden sonra dönüp bakınca tüm olaya, hayatta kimsenin beni kendimi incittiğim kadar incitmediğini ve suistimal etmediğini gördüm.

Bunu görünce de içimdeki bayan kurban ile uzun ve bol "dandan"lı bir konuşma yapmak zorunda kalmıştım.

Kalbimin ağır duygulardan fiziksel olarak ağrıdığını hissettiğim anlardan biriydi.

Bir zaman sonra Don Miguel Ruiz'in "Ustaca Sevmek" kitabında karşıma çıktı olayın aslı.

Ruiz diyor ki, birisi bizi kendimizi suistimal ettiğimziden daha fazla sömürür ya da kötü davranırsa, ancak o zaman uyanırız ve "bana bu kadar zarar veremezsin" deriz.

Ancak o raddeye kadarki "kötü davranma" hali bize kendimizden tanıdık geldiği için katlanırız.

Ne enteresan değil mi? Zaman zaman bize kötü davrandığı için suçladığımız kişilerin davranışlarına bir süre "katlanmamızın" altındaki sebebin bizim kendimize onun bize davrandığından daha kötü davranıyor oluşumuz olması? Etrafın bizimle ilişkisi kendimizle ilişkimizin bir yansıması...

Masum çocuklarken maruz kaldığımız kötü deneyimler ve suistimallerin bizim özdeğerimizi şekillendirme sebebi de bu. Ailemiz ya da sevdiklerimizin bize tavırları kendimize kötü davranabilme limitini belirliyor. Ve normalimiz o standart oluyor...

Büyümenin en iyi yanı ise bunlari farkedip sorumluluk alabilmek sanırım...

Kendimizi hangi konuda ne kadar suistimal ediyoruz? Bu suistimaller bize dışardan bir ayna gibi yansıyor mu? Kimi bize nasıl kötü davrandığı ile ilgili eleştiriyoruz? O davranışın bizdeki yansıması ne?

Gibi sorular geldi zihincağızıma.

Afiyetler.


Son yazılar 
Recent Posts
Arşiv /Archive
Etikete göre ara
Search By Tags
No tags yet.
Takip için / Follow me
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page