Into the wild
Geçenlerde "Into The Wild"i izledim.
Ertesi gün tekrar izledim.
Sonra ağladım.
Sonra meditasyon yaptım.
Sonra tekrar izledim.
İzlerken yine ağladım.
Durdurdum, notlar aldım.
Sonra tekrar "Neden bu kadar ağladığım" üzerine nerelere dokunduğuna bakmak üzerine bir daha meditasyon yaptım, sayfalarca yazı yazdım.
Uzun zamandır bu kadar içimde bir yerleri tetikleyen bir film izlememiştim.
Tabii ki Christopher McCandless'i, geride kalan kız kardeşini google'lamalarım, yazılarını okumalarım, üzerine oturup "Salak mı ya bu çocuk yani bu kadar da egodan davranılmaz" diye kahramanla didiştiğim sonra da barıştığım bir film olmamıştı.
Sonra bu blog postunu gördüm, paylaşmak istedim.
İzlemediyseniz izleyin derim.