top of page

Mamut Art Project


Görsel: Göksü Gül - "Beşli Seri" / Mamut Art Project

Dün koşuya çıkmışken kendimi Mamut Art Project'i gezerken buldum.

Terli taytımla. Saçma ama öyle. Spontanlığın saçma güzelliği!

Mamut Art Project, bağımsız çağdaş sanatçıların çalışmalarının bir arada görülebileceği, aslen koleksiyoner, kürator ve galericilere hitap eden ama bizim de kafamızı açacak bence harika bir proje.

Küçükçiftlik Parkı'nda. 4 günlük.

Uzun zamandır takip ettiğim ve uzaktan kendisini bir seviyede tanıdık olarak gördüğüm (böyle uzaktan sevince hayali arkadaşlar ediniyorum kendime ben...) Göksu Gül'ün sergisi beni vurdu.

Birine kalpten yakınlık duymak için tanışmak gerekmiyor. Bana göre. Ben bu kadını seviyorum.

Uykusuz'daki çizgi-öykülerini, cesaretini, kalbininin açıklığını.

Görebildiğim kadarını. Açtığı kadarını.

Aşağıda sergi anlatımının bir kısmı var. Elimle yazdığım için hepsini yazamadım.

Farkındalık, beklenti, sorumluluk alma, rezistans, rezonans, bırakma, yükselme ve hafifleme süreçlerini-kısacası kendini şifalandırma süreçlerini "spiritüel bilindik kelimeler" olmadan kendi gerçeği ve kelimeleri ile anlatmış.

(Bana göre) Şifalanmanın ölüm-yeniden doğum döngüsü sanatını beslemiş. Hallelujah!!!

Mutlaka gidin, görün, gezin. Harika kafalar.

Göksu Gül'ün sergisinden, kendi yazısından:

"Özellikle de uzun zamandır tanıdığım kişilerin yanında kendimi iyi hissetmiyordum. Sanki herkes bana "senden daha iyisini beklerdik" der gibi bakıyordu. Annem, babam, kardeşlerim, teyzem, eski arkadaşlarım; hiç bir sevdiğim insanın yanında duramaz olmuştum. Suçlu gibi hissediyordum. Peki gerçekten bana öyle mi bakıyorlardı? Gördüğüm, gördüğüm gibi miydi?

....

Neden hak yoluna sokulur bir insan?

Kötü, kalitesiz vir hayat sürüyor olmalılar; iyi olana, güzele, doğruya yönlenebilsinler ve güzel hayatlar yaşasınlar. Bunu kendi kendine yapamayan insanlar dışarıdan bir kurtarıcı beklerler. Kurtarıcının işi budur. İnsanları iyi etmek. Bulunduğu kötü durumdan çıkarmak. Bunları düşünürken uyandım ki, insanların bana "senden daha iyisini beklerdik" gözüyle baktıklarını sanmak, daha derine inince "senden bizi daha iyi etmeni beklerdik, bize daha hüzel bir hayat, imkan, bir yaşam getirmeni dilerdik" dediklerini sanmak demek. Başka türlü nasıl yanlarında suçlu hissedebilirdim ki? Bu bendeki nasıl bir kibirdi ki, insanların benden daha iyisini istediklerini sanabiliyordum? Hem ben karşımdakini nasıl görüyordum da, kendime böyle bir vasıf yüklemiştim? Kendime kendisine iyi olanı getiremeyecek, güzel olana çıkaramayacak insanlar mı? Bu düşüncem tüm insanlığı aşağılayan bir düşünceydi. İnsan zekasını, insan yaratıcılığını aşağılayan bir düşünce. Evet kötü durumda birini görebilirim, ama kendi kendine çıkabileceğini de görebilirim artık. Böylece kimsenin yanında suçlı hissetmeden, doğru bir ilişki kurabilirim. Zaten uzaktan baktığımızda da görülüyor ki kimse kimsenin hayatını iyi edemiyor. Ağrı kesici gibi, anlık çözüm oluyor ancak. Karşıdaki arzu ederse, ve sen iyi durumdaysan, ancak bir el uzatabilirsin, yine ağrı kesici ama belki kişi iyileşme kararındadır bu sefer. Bu kadar. Ama arzusu olmayan bir insanı doğru etmeye, doğruyu göstermeye, kurtarmaya çalışmak, çok aşağılayıcı. Sen gerçekten güzel, doğru, kaliteli bir şey yapıyorsan, hayatta doğru bir noktadaysan, zaten herkes sana yönelir. Ne yapıyorsun? Nasıl yapıyorsun? siye sorar.

Bu kibirimi "görme, utanma ve bu halimi nasıl düzeltirim" sürecimde, beş resimden oluşan bir seri yaptım. Seri; İnanmayanlar, Geri Püskürtme, Balıklar, Balık Yutması ve Basra Körfezi isimli resimlerden oluşuyor."


Son yazılar 
Recent Posts
Arşiv /Archive
Etikete göre ara
Search By Tags
No tags yet.
Takip için / Follow me
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page