top of page

Kiraz


Dün Londra'da bir ara kayboldum.

Otobüste metro istasyonunu sorduğum adam benimle aynı durağa gideceğini söyledi.

Nerelisin dedi. Türkiye dedim.

Londra'da Nijerya Konsolosluğu’nda çalışan bir Nijeryalıydı o da.

Meğer 3 sene Ankara'da okumuş! Erzurum, Antalya, Adana, İstanbul’a gitmis, Türkçe öğrenmiş.

Benimle Türkçe konuşmaya çalıştı.

Ve hayatinin en büyük yarası olan 'Kiraz’ı.

Ankara'da büyük ask yaşadığı Kiraz'la evlenmek istediğini, abilerinin ve babasının onu tehdit ettiğini, aylarca ağladıklarını ve ağlayarak ayrıldıklarını.

Bütün yolculuk boyunca zamanında Türkiye’de yaşanmış bir aşk hikayesi dinledim.

Çok aramış sonra Facebook'ta hiç bulamamış. Belki de evlenmiştir dedi.

Sonra Nijerya'ya ülkesine dönmüş, Türkiye’den sonra, Londra'ya taşınmadan önce.

Gider gitmez 7 gün oruç tuttum dedi.

Neden? dedim.

Bu kadar büyük bir sevgiyi ayıran babasına ve ailesine olan öfkemi atmak ve aynı zamanda da aşkımın yasını tutmak için dedi.

Kalakaldım.

Acıya izin vermek, onu bir pratik halinde yasamak, affetmek için oruç tutmak fikri bana harika geldi.

Sanırım canim çok acıdığında ve affedemediğimi düşünüp öfkeyle saldırmak istediğinde deneyeceğim.

Bir daha belki de hiç görmeyeceğim adam ve aşkının hikayesi benim yolculuğuma çok büyük bir şey kattı.

Hayattaki bağlar ve bağlantılar, birlikte geçirilen zamandan çok, kısa zamanda da olsa paylaşılanın. aktarılanın kalitesindedir belki diye düşündüm.

Teşekkürler Buhani.


Son yazılar 
Recent Posts
Arşiv /Archive
Etikete göre ara
Search By Tags
No tags yet.
Takip için / Follow me
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page