top of page

Çocukluk Travmaları

Tatilde çocuklu ailelelere maruz kaldım.

Maruz kalmak derken, kulağımı tıkayıp yüzümü çevirmeye çalışsam da kaçamadım. Heryerde çocuklu aileler vardı. Kendimi maruz bıraktım.

Uzun zamandır kendi çocukluğunu çalışan biri olarak çocuklara karşı tavırlara, kurulan cümlelere, ceza-ödül sistemine hassasım.

Canım sıkıldı.

Bir noktada "keşke anne babalara doğum öncesi zorla anne-babalık sertifika kursu zorunluluğu getirilse de bu kadar yaralı çocuklar yetişmese" diye düşündüm.

"Aaaa bak Cemre'yı ağlattın Arda! Ver elindekini lütfen!"de durup izlemem o kadar garip bir hal aldı ki, anne kafasını kaldırıp "manyak mı bu kadın" diye bana bakmaya başladı.

Yürüdüm.

Cemre'nin ağlayarak her şeyi elde edebileceğini öğrenme pekiştirmesine mi, Arda'nın 'Biri ağlıyorsa hemen onu memnun etmeliyim yoksa annem beni onaylamaz' kalıbına mı, annenin aymazlığına mı, Arda'nın elindekini aldığı an yanağında damlası varken susan ve "zafer" ifadesine bürünen Cemre'ye mi daha çok tetiklendim bilmiyorum.

Üzüldüm.

Kelimelerimize, çocukların bilinçaltına ektiğimiz tohumlara, o tohumların yeşerdiği bilinç kalıplarına dikkat etmek için farkındalık devrimi gerekiyor gibi.

Deepak Chopra'nın dediği gibi umarım o "kritik kitle"nin titreşimi yükselir.

Yeni çocuk doğuracakların yapabileceği en iyi şey sanırım kendi çocukluklarındaki kalıpları çalışmak. Ezberden olmuyor bazı şeyler.

Bir TED konuşması ile bezensin bu yazı istedim.

Çocukluk travmalarının etkileri ile ilgili...


Son yazılar 
Recent Posts
Arşiv /Archive
Etikete göre ara
Search By Tags
No tags yet.
Takip için / Follow me
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page